Öncelikle bu yazının bir inceleme olmakla beraber minimum sayıda spoiler içerdiğini belirtmek istiyorum. İsterim ki bu yazıyı okuyanlar da bu güzel diziye bir şans versin.Her neyse, biz incelememize geçelim; bırakalım buna okuyanlar karar versin.
Bir atın yaşadığı memnuniyetsiz ve mutsuz, pişmanlıklarla dolu yaşamını anlatan dizimiz; hayatına konuk olacağımız, ünlü bir oyuncu olan BoJack Horseman'ın, gençliğinde oynadığı bir diziyle ilgili olan röportajıyla başlıyor. Bölümler ilerledikçe aktör atlar, menajer kediler, ünlü köpekler gibi çeşit çeşit hayvanın ve insanların bir arada yaşadığı bir dünya kucaklıyor bizi.
Tüm ön yargılarınıza rağmen izlemeye devam etmenizi öneririm. Diziyi ilk açtığınızda sizi karşılayan rengarenk dünya ve ucuz espriler, bir çizgi filmle karşı karşıya olduğunuzu düşündürebilir. Ama izlemeyi bırakmazsanız tüm bu ön yargılarınızdan kurtulacak ve gerçekten derin bir diziyle karşı karşıya olduğunuzu fark edeceksiniz. Zira başlarda basit bir sitcom karakteri gibi görünen karakterlerimizi bölümler ilerledikçe tanımaya, geçmişlerine inmeye, mizaçlarını anlamaya başlıyoruz. Ve ucuz esprilerin altında yatan göndermeleri seçebilmeye başladıkça karşı karşıya olduğumuz yapıtın bir çizgi filmle uzaktan yakından alakası olmadığını anlıyoruz. Psikolojik derinliğiyle bizleri şaşırtan dizimizin içerdiği cinsellik, uyuşturucu kullanımı gibi etkenler de yetişkinlere yönelik bir diziyle karşı karşıya olduğumuzu kanıtlar nitelikte. Rahatsız olacak veya rahat rahat izleyemeyecekseniz bunlar sizin için sorun oluşturabilir ve durumlar değişene kadar izlememenizi tavsiye ederim.
İlk bölümlerde klasik bir komedi gibi ilerleyen dizimiz ilk sezonun sonlarına doğru karakterlerin derinleşmesi ile beraber farklı bir yöne sürükleniyor. Başrol karakterimiz BoJack'in geçmişine dalıyor, verdiği kararları onunla birlikte sorguluyorsunuz. Dizi boyunca atımızın yaptığı hatalara, pişmanlıklarına,kendini düzeltip iyi biri olma çabalarına yakından şahitlik ediyoruz. Dizinin en iyi yaptığı şeylerden biri de karakterleri yaşatmak. Çizim olmasına rağmen bazı yerlerde gerçek bir aktörden bile daha iyi aktarılıyor duygular ve siz kendinizi rahatlıkla o karakterin yerine koyabiliyor, hissettiklerini hissedebiliyor, verdiği kararlar ve yaptıkları seçimlerin ağırlığı altında ezilebiliyorsunuz. Hatta öyle yerler geliyor ki, diziyi durdurup hayatınızda aldığınız kararları ve ilişkilerinizi sorgulamaya başlıyorsunuz. Ve hayatına yakından tanık olduğumuz atımızın gerçekten kötü biri olup olmadığını düşünüyorsunuz.
Tek oturuşta birkaç sezonunu, hatta biraz daha abartacak olursanız tamamını bile bitirebileceğiniz sürükleyici dizimizin bölümleri 25-30 dakika civarı tadında bırakılarak bitiriliyor. Bu da diziyi izlemenizi kolaylaştıran etkenlerden biri. Ama inanın ki sonlara doğru diziye iyice bağlanacak ve bölümlerin daha uzun olmasını, hatta belki de yerli televizyon dizileri gibi iki buçuk saat sürmesini dileyeceksiniz.
Bol bol drama, kara mizah, komedi, hatta zaman zaman aksiyon içeren dizimiz 6 sezon sürüyor. Bu dolu dolu 6 sezon boyunca zaman zaman gülümseyecek, zaman zaman kendinizi karakterlerin yerine koyup derin düşüncelere dalacak, kimi zaman da gerilecekseniz. Final sezonunun son sahnesi ile beraber de derin bir iç çekip dizinin bitmesiyle boşluğa düşeceksiniz. Benden tavsiye, bir an önce izleme listenize ekleyin ve ilk fırsatta izlemeye başlayın. Güvenin bana, pişman olmayacaksınız! Dizi bittiğinde gelip yorumlarınızı benimle paylaşmayı da unutmayın. Sizinle BJ hakkında tartışmaktan memnuniyet duyarım.
Sonraki inceleme yazılarında görüşmek üzere. Keyifli seyirler!
